“Yoksulluk Sınırının Altındaki Sağlık Çalışanlarını Yok sayarak Sendikacılık olmaz” diyen Demokratik Sağlık Birliği Genel Başkanı Togan Demircan değerli açıklamalarda bulundu.
Bazı Kanunsuz Yöneticiler…
Demircan’ın açıklamaları şöyle: “Kamu sağlık çalışanlarının maddi ve sosyal hak kayıpları ile mobbing ve şiddet olaylarına muhatapların dikkatini çekmek amacıyla geçtiğimiz temmuz ayında sendikamız tarafından bir günlük iş bırakma kararı almıştık. Eylem kararımız içerik olarak bu formda olmakla birlikte kapsam açısından acil servisler, acil ameliyathaneler, doğumhane, diyaliz, acil sağlık hizmetleri, onkoloji, kemoterapi, hematoloji gibi birimler kapsam dışında tutulmuştur. Anayasal bir hakkın sendikamız tarafından hayata geçirilmesi geniş yankı buldu ve ülke genelinde birçok kurumda sağlık çalışanlarımızın yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.Ancak bugün yönetici olan ama işlerine geldiğinde yine emek safında yer alacak bazı kanunsuz yöneticiler, Görevleri bitti, ‘iş durdurma kararımızı’ çarpıttı ve birkaç arkadaşımız hakkında ‘greve katıldıkları’ gerekçesiyle soruşturma açtık. Hükümetlere olan güvenimizi sarstılar. Memurların grev hakkı olmadığını bilerek… Aslında açtıkları soruşturmanın ve verdikleri cezanın yargı tarafından bozulacağını biliyorlardı. Nitekim bugün açtığımız davalardan ilki sonuçlandı ve mahkeme tarafından haklılığımız tescillendi. “Verilen ceza iptal edildi.”
“Yoksulluk Sınırının Altındaki Sağlık Çalışanlarını Yok sayarak Sendikacılık olmaz” diyen Demokratik Sağlık Birliği Genel Başkanı Togan Demircan değerli açıklamalarda bulundu.Piyasa ve Kreş İşlerini Kovalamak Üyelere Rahatlık veya Geri Dönüş Sağlamıyor
Ek ödeme düzenlemesini sopa gibi kullanan yönetimler, Danıştay’a da götürdüğümüz ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yönetmeliğin ilgili konusu çerçevesinde kesintiye uğrayan ek ödemelerin ödenmesini sağladı. . İnşallah Danıştay’ın ilgili dairesindeki davayı kazanacağız. Sendikalı olmak, öğle yemeğinde en fazla on dakika yazılı bir metin okumak anlamına gelmiyor. Sendika, üyeleri başta olmak üzere genel olarak iş kolundaki tüm kamu görevlileri hakkında dava açıyor. Bu sendikacılığın doğasında vardır. Açlık sınırının üzerinde ve yoksulluk sınırının altında ücret alan, geçim mücadelesi veren işçileri görmezden gelerek sendikacı davranmak sendikacılık değildir. İnanın dalga geçmek, eleştirmek, beklentilerin ötesinde işlere bulaşmak, market, kreş vb. işlerin peşinde koşmak sendika üyelerine ve üye adaylarına rahatlık ve gelir sağlamaz. Kaybeden sağlık çalışanları, kaybeden ise işçiler.
Enflasyon Farkı Artış Değil
İşte Ocak ayı geliyor. Yedinci dönemde konuyu tersine çevirerek konuyu kamu hakem heyetine havale edenler yüzde 15’e imza attı. Hangi arkadaşımız bugün yüzde 50 artış aldığını söyleyebilir? %15’in üstü enflasyon farkıdır ve enflasyon farkı artış değildir. Peki ya sendikalar olarak şiddet olaylarına sessiz kalırsak, maddi ve sosyal hak kayıplarına sessiz kalırsak, yönetim hastalığı olan mobbing uygulamalarına sessiz kalırsak Çağımızın ve ne yazık ki son dönemde görev başında katledilen, şehit bile sayılmayan sağlık çalışanlarının ölümleri karşısında sessiz kalmamız gerekirse yönetici meslektaşlarımızın birbirleriyle yarıştığı bir duruma dönüştü. ? Daha sonra duygularımızı, beklentilerimizi, irademizi ortaya koyacağız. Kutsal Şehitlerimize rahmet okumayan imama destek vermek sizin için ne kadar değerliyse, temsil ettiğiniz insanların (!) kayıplarına ilişkin beklentilerinizi de yüksek sesle dile getirmek sizin için en az bir o kadar değerlidir. Yönetimle yakın temas kurarak, tüm sendikaların eylem kararı aldığı günlerde aldığınız eylem kararlarını iptal ederek, ancak size yakışan yeni bir telaffuzla, diğer sendika üyeleri hakkında derdest bir dava ile soruşturma açabilirsiniz, ancak bu ancak iyi bir liderin hileleriyle yapılabilir. Çok şükür, bağımsız mahkemelerimiz size hukuk dersi vererek cezalarınızı iptal ediyor. Her cümleyi Devlet sevginizle kuruyorsunuz, her cümleyi de devlet sevginizle bitiriyorsunuz. O zaman konuyu mahkemeye taşıyacağımızın ve kurumun gereksiz avukatlık ücretlerini ve evrak masraflarını ödemek zorunda kalacağının sözünü vermiştik. Vatan sevginiz nerede, hakikate dayalı cümlelerinizin karşılığı nerede? Kamu idarelerine tavsiyemiz, Anayasa’ya, kanunlara ve uluslararası sözleşmelere aykırı her türlü davranışı, sendikaların ve üyelerinin çalışma ve süreçleri nezdinde elimizden gelen her platforma taşıyacağımız ve bağımsız Türk Yargısının bu konuda ön planda olacağıdır. .” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
